
Uykuda bir Efendi…
Gülümseyişler uykuda.
Toprak altına çapraz sıralanmış
Çürümeye yüz tutmuş bir boşluğun
Seyrek tahtaları arasında…
Zümrüt yeşili bir sanduka altına
Mühürlenmiş bir sevda…
Neylinin sesinden kopmuş
Asırlara yenik düşmüş yaslı bir nida:
“Gel!” diyor ya hani,
Hani “Ne olursan.” diyor
“Ne olursan ol yine” diyor ya!
Gittin Efendim!
Gözümüzde yaş bırakıp da gittin,
Âlemi sensiz bizi sultansız koyup da gittin.
“Gel!” nidasına “amenna” diyip de gittin.
“Gavs-ı Ekber” Sultan’ın dizine yatıp da gittin.
Yolun açık olsun Efendim!
Madde mânâyı yese de, söz sükûta altın gelse de değişmedi hiçbir şey. Yollar hep açık oldu, yollar hep düzlük oldu mânâyı görenlere. Sığmadık avlulara, sınırlara sığmadık. Taştık hudutlardan, taşırdın hüzün aşk kokan mayasını. Er kişi niyetine değil efendi kişi niyetine durduk namaza. Sığmadı yürektekiler dudaklara, döküldü istemsiz. Kabe’nin karası yakışırdı ancak sana, bir de o çok özlediğin toprağın ayıyla yıldızı. Yattığın kucaklar cennet olsun Efendim. Rüzgâr saba makâmında ezgilerle gelsin her sabah baş ucuna. Cedd-ül Haseneyn ve Hadim-ül Harameyn olsun kavuştuğun kucaklar. Ceddine bizden selam eyle Efendim.
Gülümseyişler uykuda.
Toprak altına çapraz sıralanmış
Çürümeye yüz tutmuş bir boşluğun
Seyrek tahtaları arasında…
Zümrüt yeşili bir sanduka altına
Mühürlenmiş bir sevda…
Neylinin sesinden kopmuş
Asırlara yenik düşmüş yaslı bir nida:
“Gel!” diyor ya hani,
Hani “Ne olursan.” diyor
“Ne olursan ol yine” diyor ya!
Gittin Efendim!
Gözümüzde yaş bırakıp da gittin,
Âlemi sensiz bizi sultansız koyup da gittin.
“Gel!” nidasına “amenna” diyip de gittin.
“Gavs-ı Ekber” Sultan’ın dizine yatıp da gittin.
Yolun açık olsun Efendim!
Madde mânâyı yese de, söz sükûta altın gelse de değişmedi hiçbir şey. Yollar hep açık oldu, yollar hep düzlük oldu mânâyı görenlere. Sığmadık avlulara, sınırlara sığmadık. Taştık hudutlardan, taşırdın hüzün aşk kokan mayasını. Er kişi niyetine değil efendi kişi niyetine durduk namaza. Sığmadı yürektekiler dudaklara, döküldü istemsiz. Kabe’nin karası yakışırdı ancak sana, bir de o çok özlediğin toprağın ayıyla yıldızı. Yattığın kucaklar cennet olsun Efendim. Rüzgâr saba makâmında ezgilerle gelsin her sabah baş ucuna. Cedd-ül Haseneyn ve Hadim-ül Harameyn olsun kavuştuğun kucaklar. Ceddine bizden selam eyle Efendim.
